Transit Bipartisyon Nedir?

Diyabet, sanılandan çok daha ciddi bir sağlık sorunudur. Yapılan araştırmalar, dünya üzerinde her 10 saniyede bir kişinin diyabet nedeniyle hayatını kaybettiğini göstermektedir. Diyabet cerrahisi sıklıkla obezite cerrahisi, kilo verme cerrahisi, bariatrik cerrahi gibi ameliyatlarla beraber anılır. Aslında diyabet cerrahisi, bu tipteki bariatrik cerrahi uygulamalarından çok daha detaylı ve kompleks bir cerrahi prosedüre sahiptir. Metabolik cerrahi ameliyatlarının mide küçültme ameliyatı ile karıştırılmaması gerekir. Diyabet cerrahisi yönteminde sadece mide küçültmeye değil aynı zamanda bağırsaklara da müdahale edilir. Metabolik cerrahide müdahale edilen bağırsak bölümü aynı zamanda hormonları kontrol eden kısımdır ve bu nedenle metabolik cerrahi ile aynı zamanda diyabette ve yüksek tansiyonda daha çok önem kazanan hormonlar da kontrol altına alınmış olur. Ancak diyabet cerrahisi prosedürlerinin bir tür mucize olmadığını sadece destek tedavisi olduğunu aklınızdan çıkarmamanız gerekir. Diyabet hastalarının pek çoğu, diyabet cerrahisi / metabolik cerrahi prosedürlerinden sonra, beslenme düzenlerine ve diyetlerine dikkat etmeliler. Aksi takdirde diyabet tekrar kendisini gösterebilir. Genel hatları ile transit bipartisyon ameliyatında mide hastanın kilosuna bağlı olarak belli oranda küçültülür. Daha sonra ince bağırsağın, orta kısmı ile mide arasına 2.bir geçiş oluşturulur. Midenin anatomik çıkışına bir müdele yapılmaz.

Transit Bipartisyon Uygulaması Nasıl Yapılır?

Dr.Santoro tarafından tıp literatürüne sokulan bu teknik hem alımı kısıtlayıcı hem de emilimi kısıtlayıcı bir ameliyat tekniğidir. Bu yöntemin diğer bypass türlerine en büyük üstünlüğü normal anatomik yolun da bozulmaması ve besinlerin bir kısmının normal anatomik yoldan barsak geçişine devam etmesidir. Bu durum hastalarda daha az oranda vitamin ve mineral eksikliği görülmesini sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda bu yöntem ile tüp mide arasında vitamin açıklığı görülüp görülmemesi açısından bir fark bulunmamıştır. %90’ın üzerinde diyabette iyileşme gözlenirken klasik bypass larda gözlenen “Dumping Sendromu”nun görülmemesi en büyük artısıdır.

Transit Bipartisyon Başarı Oranı Nedir?

Bariatrik ve Metabolik Cerrahi ameliyatlarının başarısı ameliyatın yanında hastaya da bağlıdır. Ameliyat sonrası süreçte beslenmenize dikkat etmediğiniz zaman bir takım sağlık sıkıntıları ile karşılaşacağınızı unutmamalısınız. İnsülin rezervi yeterli ve vki 30 üzeri olan hastalarda uygun cerrahi yöntemle diyabetin ilaçsız kontrolü sağlanır. Diyetine dikkat eden hastalarda 5 yıllık ilaçsız diyabet kontrolü başarısı %90 ve üzerindedir.

Obezite Cerrahisi İçerisinde Yer Alan, Transit Bipartisyon’nun Risk Az Ve Başarı Oranı Oldukça Fazla Mı?

Diyabet cerrahisinde özelleşmiş merkezlerde güvenle uygulanmaktadır. Cerrahi başarının yanında ilk 2 gün içinde vücuttaki insülin fazla salınımına bağlı oluşabilecek metabolik değişiklikler dikkatli şekilde gözlemlenmelidir. Vücutta oluşabilecek bu değişikliklere uygun ve hızlı tedavi yapılmazsa hastanın durumu kötüleşebilir. Güzel bir ameliyat ameliyat süreci geçirilse bile asit-baz değişiklikleri ile elektrolit iniş çıkışları hastalarda genel durum bozulması ile sonuçlanır.

Transit Bipartisyon Nasıl Uygulanıyor?

Transit Bipartisyon genel anestezi altında laparoskopik yani kapalı yöntemlerle uygulanan bir cerrahi prosedürdür. Karın bölgesinde farklı noktalardan açılan 4 tane 8mm lik kesiden ameliyat yapılır. Obezite cerrahisi içerisinde yer alan Transit Bipartisyon, midenin hastanın kilo durumuna göre %50 si ile %80’i kesilerek aynı mide küçültme ameliyatında olduğu gibi vücut dışına alınır. İnce barsak son kısmından geriye doğru 200-250 cm sayılarak bu kısıma mide ile bağlantı yapılır. Yapılan bu bağlantının genişliği ortalama 3cm dir. Transit bipartisyon ameliyatında ince barsaklar arasında ikinci bir bağlantı da yapılır. Bu ameliyat yönteminde kalın barsaklarla ilgili bir girişim yapılmaz.

Transit Bipartisyonun Avantajları

İnsülin rezervi yeterli olan hastalarda hastanın diyabetini ilaçsız şekilde kontrol etmesini sağlar. Cerrahi yöntemin cerrahi riskinin tecrübeli merkezlerde oldukça az olması en büyük avantajlarından biridir. Diğer Bypass yöntemlerinden ayıran en öenmli fark uzun dönemde hasta uyumsuzluğu ya da farklı bir nedenle geri döndürülmesi gerekse yaklaşık 1 saatlik bir cerrahi ile normal anatomiye döndürülebilir. Diyabet hastalarında karbonhidrat alımına karşı inanılmaz bir istek vardır, bu cerrahi yöntem vücutta hormonal değişiklik yaparak bu isteği ortadan kaldırır ya da minimuma indirir.

Transit Bipartisyonun Dezavantajları

Tüm obezite cerrahi ve metabolik cerrahi ameliyatlarında olduğu gibi bu cerrahi yöntemde de sağlıklı beslenme modeline geçemeyen hastalarda mide bağırsak rahatsızlıkları gözlenebilir. Özellikle karbonhidrat emilimini azaltan bu ameliyatlarda hastanın karbonhidrat alması durumunda bu gıdaların sindirilmemesi nedeniyle hastada gaz sıkışması, kötü kokulu gaz çıkarılması, ishal ve buna bağlı halsizlik görülebilir. Kötü beslenme durumunun devam etmesine bağlı uzayan ishaller nedeniyle protein ve vitamin eksiklikleri görülür. vitamin ve protein eksikliklerine bağlı semptomlar hastanın genel durumunda bozulma ve günlük aktivitelerini yapmakta zorluğa kadar gidecektir. Bu durumun tedavisinde bazen ağızdan alınan vitaminler yetersiz kalır ve hastanın hastanede yatarak tedavi olması gerekebilir.

Transit Bipartisyon ile Ne Kadar Kilo Verilir?

Kilo vermede ki başarısı mide küçültme ameliyatına göre çok daha fazla olan bu cerrahi yöntemde genellikle hastaların VKİ leri 18-22 arasına ulaşacaktır. Beslenme düzgün yapılmaz ise hasta kontrolsüz kilo kaybı ile karşı karşıya kalabilir.

Genel olarak Transit Bipartisyon’u özetlemek gerekirse;

Dr.Santoro tarafından tıp literatürüne sokulan bu teknik hem alımı kısıtlayıcı hem de emilimi kısıtlayıcı bir ameliyat tekniğidir. Bu yöntemin diğer bypass türlerine en büyük üstünlüğü normal anatomik yolun da bozulmaması ve besinlerin bir kısmının normal anatomik yoldan barsak geçişine devam etmesidir. Bu durum hastalarda daha az oranda vitamin ve mineral eksikliği görülmesini sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda bu yöntem ile tüp mide arasında vitamin açıklığı görülüp görülmemesi açısından bir fark bulunmamıştır.

Diyabet, sanılandan çok daha ciddi bir sağlık sorunudur. Yapılan araştırmalar, dünya üzerinde her 10 saniyede bir kişinin diyabet nedeniyle hayatını kaybettiğini göstermektedir. Diyabet cerrahisi sıklıkla obezite cerrahisi, kilo verme cerrahisi, bariatrik cerrahi gibi ameliyatlarla beraber anılır. Aslında diyabet cerrahisi, bu tipteki bariatrik cerrahi uygulamalarından çok daha detaylı ve kompleks bir cerrahi prosedüre sahiptir. Metabolik cerrahi ameliyatlarının mide küçültme ameliyatı ile karıştırılmaması gerekir. Diyabet cerrahisi yönteminde sadece mideye değil aynı zamanda bağırsaklara da müdahale edilir. Metabolik cerrahide müdahale edilen bağırsak bölümü aynı zamanda hormonları kontrol eden kısımdır ve bu nedenle metabolik cerrahi ile aynı zamanda diyabette ve yüksek tansiyonda daha çok önem kazanan hormonlar da kontrol altına alınmış olur. Ancak diyabet cerrahisi prosedürlerinin bir tür mucize olmadığını sadece destek tedavisi olduğunu aklınızdan çıkarmamanız gerekir. Diyabet hastalarının pekçoğu, diyabet cerrahisi / metabolik cerrahi prosedürlerinden sonra, beslenme düzenlerine ve diyetlerine dikkat etmeliler. Aksi takdirde diyabet tekrar kendisini gösterebilir. Genel hatları ile transit bipartisyon ameliyatında mide hastanın kilosuna bağlı olarak belli oranda küçültülür. Daha sonra ince barsağın orta kısmı ile mide arasına 2.bir geçiş oluşturulur. Midenin anatomik çıkışına bir müdale yapılmaz.

Teknik olarak ilk etapta standart tüp mide ameliyatı yapılır ama bırakılan mide hacmi biraz daha büyüktür. Daha sonra kalın barsağın başlangıcından itibaren ince barsaklara yani geriye doğru sayılarak ortalama 250. cm kesilip midenin alt ucuna bağlanır. Geri kalan barsak parçası da kalın barsağa yaklaşık 100. cm öncesine ince barsağa bağlanır. Yani bir barsak parçası çıkarılmamış olur. Bu durumda gıdaların ortalama 1/3’ü normal yoldan devam etmekte geri kalan kısmı da yeni yapılan yoldan devam etmektedir.

Bu yöntem pankreas rezervi yeterli düzeyde olan hastalarda Tip II Diyabetin kontrolü için tüp mide ameliyatına göre daha üstün bir teknik gibi görünmektedir. Bu yöntemin özellikle ana sorunun diyabet olduğu hastalarda tercih edilmesi uygundur. Bu yöntemin obezite cerrahisinde kullanımı sınırlıdır. Tıkanırcasına yemek yeme arzusu olan hastalarda yemeklerin barsağa geçişinin rahat olması nedeniyle hastaları tatmin edemeyen bir prosedür olabilir. 2012 yılında 5 yıllık sonuçları yayınlanmıştır. Tip II Diyabetin cerrahi tedavisinde güvenle tercih edilebilecek yöntemlerden biridir. Bu yöntem sonrası eğer hastalar önerilen tedaviyi tam bir şekilde uygulayabilirlerse %90 oranında vitamin eksiklikleri görülmeyecektir. Önemli avantajlarından biri midenin 2 çıkışı olması nedeniyle tüp mide ameliyatlarında görülen mide kaçakları daha az oranda görülmesidir. Diğer önemli avantajlarından biri de mide ve onikiparmak barsağın her noktasının endoskopik olarak görülebilmesidir.

Bu cerrahi yöntemin 5 yıllık sonuçlarında hastalar fazla kilolarının %74’ünü vermiş ve %86’sı da kan şekeri değerlerini ilaçsız olarak kontrol altında tutabilmişlerdir.